|
|
Fındık |
|
gül
Şef Aşçıbaşı
Kayıt: 08.08.2007
Mesajlar: 10638 Şehir: izmit |
Kısa URL: https://ml.md/lc177129
Gönderme Tarihi: 02.Nis.2024
162 defa indirildi / yazdırıldı
|
Fındık, Türkiye'de en çok üretilen ve tüketilen kuruyemişlerin başında gelmektedir. Hasadı her yıl Ağustos ayında gerçekleşen fındık, herkesin tercih ettiği güçlü bir besindir. Ülkemizde en yoğun olarak Karedeniz bölgesinde yetişmektedir. İşte fındıkla ilgili merak edilenler…
En sevilen kuruyemiş çeşitlerinden biri olan fındık, eşsiz tadının yanı sıra güçlü içeriğiyle de vazgeçilmez besinlerden biri. Ülkemizin en çok tüketilen mahsullerinden biri olan fındık, çiğ ve kavrulmuş alternatifleriyle neredeyse herkes tarafından seviliyor. Fındık, corylus cinsine ait bir ağaç türü olan fındık ağacının meyvesidir. Fındık genellikle çiğ, kavrulmuş veya işlenmiş şekillerde bulunur. Taze fındık, mevsiminde kabukları açılarak çiğ olarak tüketilebilir veya çeşitli tariflerde kullanılabilir. Fındığın hafif tatlımsı bir tadı ve yağlı bir dokusu vardır.
Bol yağış alan nemli bölgeleri seven fındığın, ülkemizdeki yetişme alanlarını ise en çok Doğu Karadeniz Bölgesi oluşturuyor. Rize, Ordu, Trabzon, Artvin gibi Doğu Karadeniz şehirlerinin yanı sıra Sakarya, Bolu, Samsun, Sinop ve Tokat gibi şehirlerde de fındık yetiştiriciliği yapılabiliyor.
|
Fındık Hakkında |
|
gül
Şef Aşçıbaşı
Kayıt: 08.08.2007
Mesajlar: 10638 Şehir: izmit |
Kısa URL: https://ml.md/lc168472
Gönderme Tarihi: 11.Kas.2022
140 defa indirildi / yazdırıldı
|
https://www.sabah.com.tr
Türk kaynaklarında fındık ağacından söz edilen en eski eser Uygur Destanı'nın İran rivayetidir: "Tuğla ve Selenga ırmaklarının birleştiği yerde bir kayın ve fındık ağacı arasında bulunan bir dağ kabardı ve yarıldı. İçinden beş çocuk çıktı."
Büyük Türk Bilgini İbn-i Sina (930-1037) El Kanun Fi't-Tıbb adlı eserinde çeşitli hastalıklarda kullanılan bir ilaç olarak fındıktan bahsetmektedir. 13. yüzyılda yaşamış olan Ispartalı Seyrani Karadeniz bölgesine yaptığı ziyaret esnasında Giresun'da bol miktarda fındık yetiştiğinden bahsetmektedir. Yine Evliya Çelebi, Trabzon bölgesine yaptığı bir seyahatte "Dağlarında taşlarında cümle ormanları fındıklıktır" diye bahsetmektedir. Türk fındıklarının, özellikle Avrupa ülkelerinde tanınması 18. yüzyılın ikinci yarısından sonradır. 1782 yılında Rusya'ya, 1792 yılında Romanya'ya, 1875 yılında Belçika'ya fındık dış satımının başladığı bildirilmiştir. İç fındığın ilk dış satımı 1879 yılında yapılmıştır. 1906 yılında Sırbistan'a, 1907 yılında Almanya'ya, 1909 yılında Marsilya'ya (Fransa), 1912 yılında ABD'ye fındık dış satımı başlamıştır. Cumhuriyet döneminde fındık konusu ciddiyetle ele alınmış, bu konuda muhtelif çalışmalar yapılmıştır.
Fındık tüketiminin vücuda olan faydaları saymakla bitmiyor. Hem sağlığa olan faydası hem de lezzeti insanlar tarafından çok tercih edilmesine neden oluyor. Çiğ fındık tüketimi hem tok tutma yönünden hem de sağlığa faydaları yönünden uzmanlar tarafından şiddetle öneriliyor. Kavrulmamış fındıklar, kavrulmuş fındıklara oranla iki kat fazla antioksidan içeriyor.
|
Fındık |
|
Cankat
Şef Aşçıbaşı
Kayıt: 04.04.2009
Mesajlar: 725 Şehir: İzmir |
Kısa URL: https://ml.md/lc35442
Gönderme Tarihi: 15.Nis.2009
2,198 defa indirildi / yazdırıldı
|
THY Skylife
"Bir finduğun içini yar senden ayrı yemem" diyen Doğu Karadenizli ozan bunu yalnızca sevgilisine duyduğu muhabbetten söylemiş olmasa gerek. Beslenme uzmanları eski çağlardan beri bilinen bu kabuklu yemişi günlük dengeli beslenmede artık hayati bir besin maddesi olarak kabul ediyor. Geleceğin sağlıklı insanı için ideal bir besin üretilmesi istense, yaratılacak ürünün bileşimi herhalde fındığa çok benzerdi. Bu ufacık tefecik kuruyemişin yararları dünya üzerinde kapladığı yerden büyük: Kalsiyum, magnezyum, demir, fosfor ve potasyum başta olmak üzere iyi bir mineral kaynağı. Anlaşılan o ki her gün bir avuç ya da uzmanların deyişiyle 25-30 gram fındık yemek gerekiyor. Bu kadarcık fındık günlük E vitamini ihtiyacının yüzde yüzünü karşılıyor. Halk arasındaki deyişle de kalbe iyi geliyor: Fındık yağında yüzde 83 oranında bulunan Oleik asitin (doymamış asit) kanda kolesterolün yükselmesini önlediği, kolesterolü düşürdüğü, kan şekerini düzenlediği, kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucu bir etkiye sahip olduğu biliniyor.
Lif açısından zengin, tansiyonu dengeleyen, kemik gelişimi ve sağlığı için önem taşıyan fındık, vücuttaki karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasında düzenleyici görevleri olan, sinir sistemini güçlendiren B grubu vitaminleri yönünden de zengin bir kaynak. B1, B2 ve özellikle B6 vitamini fındıkta bol miktarda bulunuyor. Fındık, huşgiller familyasının Corylus cinsini oluşturan on beş kadar çalı ve ağaç türü ile bu bitkilerin sert kabuklu meyvelerinin ortak adı. Doğal yetişme ortamı kuzey ılıman kuşak. Anayurdunun Karadeniz kıyıları, Trakya ve Makedonya olduğu sanılıyor. İlk kez 1582'de İstanbul'dan Avusturya'ya, oradan da Orta Avrupa'ya götürüldüğü için bu adla anılan Türk fındığı, genellikle yirmi iki metreye kadar boylanabilen bir ağaç. Türkiye, dünyada en çok fındık üreten ülke: Dünya fındık üretiminin yaklaşık yüzde 75'i Anadolu topraklarında gerçekleşiyor. Türkiye'nin en iyi fındığı Giresun'da, Giresun'un en iyi fındığı Tirebolu'da, Tirebolu'nun en iyi fındığı da Belen köyü de dahil olmak üzere Karakaya bölgesinde yetişiyor. Yani, Karadeniz denilince akla ilk gelen şeylerden biri yemyeşil fındık bahçeleri ve ince kabuklu, yağlı, içli Giresun fındığı oluyor. Bir de uzun ve yağsız bir fındık türü olan Değirmendere fındığı var. Bu tür taze iken tüketiliyor. Fındık ülkemizde kuruyemiş olarak da yenildiği gibi pastacılıkta ve çikolata, şekerleme, bonbon üretiminde kullanılıyor. Şekli bozuk fındıkların ise yağından yararlanılıyor. Eczacılık ve parfümeride kullanılan fındıkyağı, hem sağlığa yararı hem de lezzeti açısından bilinçli evhanımlarının yemeklerde tercih ettikleri bir yağ. Sızma fındıkyağı özellikle salatalarda, kek, kurabiye gibi hamurişlerinde kullanılıyor. Fındığı seven ve tanıyanlar bu lezzetli kuruyemişi tatlılara olduğu kadar, çorba, salata ve sıcak yemeklere de katıyor çeşni versin diye, tabii yaratıcılıklarını konuşturarak. Fındık Tanıtım Grubu tarafından yayımlanan "Dünya Fındık Lezzetleri" adlı kitaptan seçtiğimiz tarifler bu yaratıcılığın ürünleri. Maksat eş dostla birlikte tatlı yiyip, tatlı konuşmak ve Karadenizli saz şairinin dediği gibi yine dostları hatırlamak: "Gidiyorum yaylaya / İki at, bir katırla / Sana fındık yolladım / Ye de beni hatırla." Yazı ve tarifler Fındık Tanıtım Grubu tarafından yayımlanan "Dünya Fındık Lezzetleri" adlı kitaptan derlenmiştir. Tariflerin fotoğrafları, Fındık Tanıtım Grubu'nun izniyle yayımlanmıştır.
|
|
Fındık Tarifleri Diğer Konular
|
|