|
|
Çorbalar |
|
gül
Şef Aşçıbaşı
Kayıt: 08.08.2007
Mesajlar: 10638 Şehir: izmit |
Kısa URL: https://ml.md/lc178526
Gönderme Tarihi: 08.Tem.2024
72 defa indirildi / yazdırıldı
|
https://www.cumhuriyet.com.tr
Çorba, et veya tahılların su veya et suyu ile birleştirilip, pişirilmesiyle yapılan yemektir. Et suyuna genellikle sebzeler, baharatlar, salça, domates sosu ve un eklenip, tatlandırılır. Çorba, sıcak veya soğuk olarak servis edilir. Hepimiz ezogelin, mercimek, analı kızlı, tarhana, yayla çorbası ve domates çorbası gibi klasik çorbaları pişiririz.
|
Sıcacık Çorbalar |
|
AyGölgesi
Super MOD
Kayıt: 31.03.2006
Mesajlar: 2719 Şehir: Giresun |
Kısa URL: https://ml.md/lc102122
Gönderme Tarihi: 07.Ekm.2014
1,661 defa indirildi / yazdırıldı
|
THY Skylife
Bilinen en eski lezzetlerden biri olarak binlerce yıldır sofraları süsleyen çorbanın bizdeki adı Farsçadan geliyor; ŞORBA bu dilde et ya da sebze konarak yapılmış sulu yemek anlamını taşıyor. Başlangıçta tahıllarla karıştırılıp lapa olarak tüketiliyordu ama zaman içerisinde çeşitlenerek günümüze ulaştı. Çorba, Türk sofrasında yemekten önce tüketilir. Zengin besin değerleri sayesinde besleyicidir ve bir öğünde tek bir yemek olarak da tüketilebilir. Tadında ve kıvamında pişen bir çorba, iştah açıcı olmasının yanı sıra sindirim sistemimizi rahatlatmaya, içerdiği yüksek besin öğeleriyle birçok hastalığın iyileşmesine yardımcı olur. Ülkemizde tavuklu çorbalar, sebzeli çorbalar, baklagilli-tahıllı ve hamurlu çorbalar, etlisakatatlı çorbalar, deniz ürünleri çorbaları, sütlü-yoğurtlu çorbalar ve narenciye ekşili, kuru meyve ve koruk suyundan yapılmış çorbalar şeklinde 300 çeşit civarında çorba pişiriliyor.
|
Çorbalar Hakkında |
|
marifetlim
Aşçı
Kayıt: 27.01.2011
Mesajlar: 16 Şehir: Amasya |
Kısa URL: https://ml.md/lc61153
Gönderme Tarihi: 10.Mar.2011
2,079 defa indirildi / yazdırıldı
|
Pişirilmesi kolay, besin kuvveti çok bir yemektir. Sindirimi de kolay olduğu için hastalara çekinmeden verilebilir. Yalnız pirinçte, % 75 şeker olduğu için şeker hastası olanlara pilav gibi pirinç çorbası da verilmez.
Bazı perhizlerde şu çorbalara müsaade edilir:
Pankreas ve safra yolları hastalıklarında yağsız pirinç, şehriye, yulaf, sebze çorbaları; damla hastalığında pirinç, şehriye çorbaları; şeker hastalığında karnabahar çorbası, et suyuna pirinç çorbası, yulaf çorbası; zayıflama perhizinde şehriye çorbası; deri hastalıklarındaki perhizlerde sebze, şehriye, un çorbaları; ateşli hastalıklarda, şehriye, yulaf çorbaları, sütlü pirinç çorbası; üremi, ve süreğen böbrek hastalıklarında sade suya şehriye, yulaf çorbaları.
Başlıca çorbaların bileşimine giren maddelere göre, verdikleri kalori şunlardır:
Pirinç çorbası: 20 gram pirinç; 75 kalori, 300 gram et suyu: 60 kalori, 10 gram yağ: 85 kalori.
Un çorbası: 15 gram un: 50 kalori, 250 gram et suyu: 50 kalori.
Her öğünde sıcak bir çorba, vücud için faydalıdır. Sıcak yemek midenin rahat çalışmasmı temin ettiği gibi lıazmı da kolaylaştırır.
Çorbanın faydaları yalnız bunlardan ibâret bile olsa, sofradan eksik edilmemesi lâzımdır. Halbuki çorba suda eriyen vitaminleri ve madenleri ihtiva eder ki, bunlar vücudun daima muhtaç olduğu başlıca enerji menbaıdır.
Kemik suyundan yapılmış çorbalar hepsinden faydalıdır.
Bunun için de kemikleri önce kasapta parçalatmalı, sonra kemikteki bütün madenlerden istifade etmek için ağır ağır kaynatmalıdır. Çorbaya proteinli bir gıda katmak için de yanına et ilâve etmeli. Yumurta ile terbiye edilmiş bir çorbada protein, vücud için elzem olan her türlü madenlerden başka, amino asitlerinin envai vardır.
Çorba, sofrada daima ilk yemek olarak verilir. Çorba, pişirilirken içine et suyu veya kemik koymak lezzetli olması bakımından şarttır.
Çorbalarda kullanılacak her çeşit şehriye, tenceredeki su kaynamaya başlıyacağı sırada konur, bir taşım kaynayana kadar şehriyeler birbirine yapışmasın diye karıştırılır. Sonra bir müddet kaynamaya devam eder ve pişince indirilir.
|
ÇORBALAR HAKKINDA |
|
serap71
Aşçıbaşı
Kayıt: 13.01.2010
Mesajlar: 20 Şehir: İzmit |
Kısa URL: https://ml.md/lc46094
Gönderme Tarihi: 13.Oca.2010
2,373 defa indirildi / yazdırıldı
|
Bebek, çocuk, genç, yaşlı, herkes tarafından sevilen çorbalar besleyici, sindirimi kolay ve sindirim hareketini hızlandıran yiyeceklerdir. Doktorlar hastalara devamlı sebze çorbası tavsiye ederler.
Tavuk, kemik, et, sakatat, sebze suları ile yapılan çorbalar daha lezzetli ve besleyicidirler. Çorbalara, daha lezzetli ve besin değerlerinin daha yüksek olması için terbiye denilen (yumurta sarısı-süt, yumurta sarısı-limon suyu, sirke-sarımsak, yumurta yoğurt gibi.) karışımlar katılır.
Çorbalar piştikten sonra üzerleri maydanoz, nane, dereotu kırmızı biberli yağ, karabiber, rendelenmiş kaşar peyniri vb. gibi maddelerle süslenir.
Çorbalar sıcak servis yapılmalıdır. Bütün çorbaların kıvamı, boza kıvamında olmalıdır. Ne çok sulu, ne çok koyu, orta koyulukta olması gerekir.
Birkaç çeşit yerli ve yabancı mutfaklara ait çorba örnekleri;
Pirinç çorbası
Tavuk suyu çorbası
Düğün çorbası
İşkembe çorbası
Tarhana çorbası
Yumurtalı et suyu (koyun veya sığır, dana)
Sütlü çorba
Bezelye çorbası
Mercimek çorbası
Tel ve yıldız şehriye çorbaları
Sebze çorbaları
Ciğer çorbası
Un çorbası
İrmik çorbası
Konsoma ve buyyonlar
Macar çorbası
Hindi ve kaz sulariyle çorba
Baş çorbası
Balık çorbası
Av çorbası
|
Çorba |
|
Cankat
Şef Aşçıbaşı
Kayıt: 04.04.2009
Mesajlar: 725 Şehir: İzmir |
Kısa URL: https://ml.md/lc35167
Gönderme Tarihi: 06.Nis.2009
2,289 defa indirildi / yazdırıldı
|
THY Skylife
Mönülerin baş köşesine yerleşen çorba, dünyanın dört bir yanında binlerce çeşidiyle içleri ısıtıyor. Bu nedenledir ki, her damak tadına hitap eden evrensel bir lezzet olarak her ülkenin mutfağında ayrı ve özel bir yere sahip çorba…
Çorba, ortaya çıktığı tarihten günümüze kadar her dönemde sofraların aranılan lezzeti olmuştur. İlk ne zaman ortaya çıktığı kesin olarak bilinmemesine karşın gerek pişirme tekniklerinin gelişmesi, gerek doğadaki beslenme kaynaklarının genişletilmesi açısından insanlığın kaderinin en önemli dönüm noktasıdır. İnsanlığın avlayıcı ve toplayıcı kültüründen tarım kültürüne geçişinin önemli bir sembolü olarak da tanımlanabilir.
İnsanoğlu, ateşe dayanıklı pişirme kaplarını icat edinceye kadar, suyu ısıtıp kaynatmak için birçok girişimde bulundu. Araştırmacılar, bu girişimlerin en ilginç olanını şöyle açıklıyorlar: Taş ve tuğlalarla döşenmiş bir çukurun içine doldurulan suya, sürekli olarak ateşte kızdırılmış taşlar atılarak suyun kaynaması sağlanmış; sebzeler, et ve bakliyatlar bu yöntemle pişirilerek çorbanın çok uzak atası keşfedilmiştir. Özellikle bakliyatlar veya tahıl ürünleri gibi yıl boyunca saklanabilen gıdaların pişirilebilmesi mümkün olmuştur.
ÇORBANIN KEŞFİ
Bu yöntemin kolay olmayacağı kesindir. İnsanoğlu, taşları oymuş ve zamanla toprak pişirme tekniğini bularak ateşe dayanıklı pişirme kaplarını icat etmiş ve mutfakta büyük bir devrim yaratmıştır. Çorba, insanlık tarihi kadar eski değildir fakat insanlık tarihini çorbadan önce ve çorbadan sonra olarak iki bölümde incelemek çok ilginç olacaktır.
Aslında çorbanın ilk atası, yukarıda ima edildiği üzere insanların hayatta kalabilme çabalarından dolayı keşfedildi. Ancak bu zorunlu keşif, pişirdikleri yiyeceklerin dayanılmaz lezzetlerini tattırdı insana. Çünkü ilk kez yavaş ve uzun sürede pişen yiyeceklerin içinde bulunan mineraller, suda çözülen aromalar ve proteinler, daha önce insanların hiç şahit olmadıkları derecede iştah açan kokular saçtı ortaya. Geçmişte ana yemek olarak tüketilen çorba, mönülerin ilk yemekleri olarak sunuluyor artık. Amaç; iştahı açmak, sindirim sistemini uyararak daha sonra tüketilecek yemeklerin sindirimini kolaylaştırmak.
HEM FAKİR HEM KRAL SOFRASINDA
Çorba, besin değeri yüksek, dolgun, hazmı kolay, lezzetli ve iştah açan bir yemektir. Toplumun tüm kesimlerine hitap eder. Dünyanın her bölgesinde kendisine özgü bir yapıyla ortaya çıkar. Hatta, restoran endüstrisinin kuruluşunun sebebi olmuştur.
Çorba kelimesinin kökeni Farsça “tuzlu haşlama” manâsını taşıyan “shorba”dır. Orta Asya, Ortadoğu Avrupa (Transilvanya) ve Kuzey Afrika bölgelerinde “shor” tuzlu, “ba” ise haşlama anlamına gelir. Avrupa kıtasında çorbanın karşılığı olan “soup” kelimesi, Latince “ıslatma” anlamına gelen “suppare”den türemiştir. Hemen hemen tüm Avrupa ülkeleri çorbaya Latince “suppare” kökünden gelen isimler vermiştir. Özellikle 18.y.y. Avrupası'nda akşamları hafif yemek olarak tüketilmiş çorba. Günümüzde, Avrupa'da akşamın ilerleyen saatlerinde yenen yemek için kullanılan “supper” (hafif yemekler) kavramının “suppare” kökünden geldiği bilinmektedir. Doğu toplumlarında ise çorba kelimesi “shorbağ” kelimesinden türetilmiştir. Çorbanın ana yemekten başlangıç yemeğine dönüşmesi ise uygarlığın gelişmesiyle paralellik gösterir. Bu zaman içinde farklı şekillerde fakir sofralarında da kendine yer bulmuştur, kral ve sultan sofralarında da…
“BERRAKLAŞTIRILMIŞ ÇORBA”
20. yüzyılda, özellikle Batı'da; çorbanın içine krema, yaprak altın gibi sıradışı katkılar eklenerek yemek kültüründeki statüsünü yükseltme eğilimi doğmuştur. Osmanlı usulü şerbet yapım tekniğinden etkilenen Fransız aşçılar “consomme” (berraklaştırılmış çorba) tekniğini geliştirerek yeni, fakat şık sofralara yakışır bir çorba türü ürettiler. Fransızların berrak çorbayı (consomme) geliştirmesi, Fransız mutfak tarihinin en önemli zaferlerinden biri olarak kabul edilir. Aslında, dünyanın her ülkesinde binlerce çeşit çorba üretildi. Bu durum, çorbanın tüm dünya damak tatlarına hitap ettiğini gösteriyor.
Sıcak çeşitlerden soğuk versiyonlara kadar; süt, yoğurt, meyve suyu, et, balık ve tavuk suyundan yapılan birçok çorba yapım tekniği bulunur mutfağımızda. Yabani sebzeler, her tür bakliyat ve deniz mahsulünden çorba yapılır ülkenin dört bir yanında. Sadece çorbaların üzerine yakılan, adına kimi yörelerde “çorba yüzlüğü” adı verilen çorba üstü sosları bile, çorba kültürünün Türkiye'de ne denli önemli olduğunun bir göstergesi.
|
|
Çorba Tarifleri Diğer Konular
|
|