|
|
Çiğ Köfte Efsanesi |
|
Saadet
Türkçe Admin
Kayıt: 12.07.2005
Mesajlar: 9327 Şehir: Ankara |
Kısa URL: https://ml.md/lc32348
Gönderme Tarihi: 26.Arl.2008
2,280 defa indirildi / yazdırıldı
|
Şanlıurfa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
Dövülmüş, macun haline getirilmiş yağsız et, kaynatılmış, kurutulmuş buğdaydan çekilerek elde edilen bulgur ve kurutulup dövülerek az miktarda yağ karışımı ile yapılan kuru İsottan (kırmızı biber) meydana getirilen; ayrıca içinde protein, karbonhidrat, mineral maddeler ve vitaminlerce zengin bir düzine kadar gıda maddesi (domates, salça, soğan, sarımsak, karabiber, tarçın, tuz, ve maydanoz) kullanılarak elle yoğrulan, yenilirken genellikle beraberinde ayran içilen otantik bir Şanlıurfa yemeğidir. Genellikle doyumluk değil, tadımlık yapılır. Daha çok ikram yemeğidir.
Geçmişi Hz. İbrahim (A.S.) peygamber devrine kadar götürülür. Efsaneye göre, Nemrut, şehirdeki yakacakları toplayıp ateş yakmayı yasaklayınca halk ne yapacağını düşünür. Bir avcının vurduğu ceylan etinden, hanımı bugünkü çiğköftenin az karışımlı; et, bulgur ve isottan oluşan ilkel şeklini hazırlar. Kocası beğenir. Bir zaruretten doğan yemeğe 4000 yıl kadar önce böylece başlanır ve geliştirilerek bugünlere gelinir. Halen Şanl ı urfa dışındaki bazı illerimizde, hatta Avrupa ve Amerika'da da tanınmış olmakla beraber Şanlıurfa'da yapılana emsal bulmak zordur. Burada malzemesine ve yoğrulmasına çok özen gösterilir. Urfalı bir kadının kıvrak zekâsı ile bulduğu çiğköfte bugün adeta Urfa ile özdeşleşmiştir.
Fotoğraf "İsmet Atabay" tarafından gönderildi. 22.05.2020
|
Çiğ Köfte Hakkında |
|
Göksen
Şef Aşçıbaşı
Kayıt: 23.01.2015
Mesajlar: 6647 Şehir: Adana |
Kısa URL: https://ml.md/lc105635
Gönderme Tarihi: 04.Mar.2015
1,611 defa indirildi / yazdırıldı
|
Gazi Üniversitesi Türk Halkbilimi Araştırma ve Uygulama Merkezi
Çiğ köftenin uzun zamandan beri bilinen öyküsü ise şöyledir: Hz. İbrahim döneminde yaşayan Urfalı bir avcı avladığı ceylanı eve getirerek hanımından yemek yapmasını ister. Hanımı evde odun bulunmadığını söyler. Çevrede toplanacak bir tek dal dahi kalmamıştır. Zira Nemrut, Hz. İbrahimi ateşe atmak için ne varsa toplatmıştır. Avcı, hanımından bir çözüm üretmesini ister. Bunun üzerine kadın, ceylanın budundan bir miktar yağsız et çıkararak bir taş üzerinde başka bir taşla eti ezmeye başlar. Sonra ezilmiş eti bulgur, biber, tuzla karıştırarak yoğurur. Yeşil soğan ve maydanoz ekler.
İkici rivayet ise şöyledir: Zamanında hüküm süren ve gaddarlığıyla tanınan katı kurallı hükümdar Nemrut, bir gün ülkedeki hiçbir bacadan duman çıkmaması için bir emir verir. Bunun üzerine yöre halkı yiyeceklerini pişiremez, çaresiz kalırlar. Zorda kalan halk elindeki eti taşa sürterek ve içine bulgur, biber, tuz karıştırarak sürtünme gücüyle eti pişirirler.
Çeşitli yaşlarda ve mesleklerdeki arkadaş grupları sonbahar ve kış aylarında haftada bir olmak üzere toplanırlar. Bu sıra ile yaptıkları toplantılara Şanlıurfada sıra gecesi, sıra gezme denir. Sıra kendisine gelen kişi gecenin bütün masraflarını karşılayarak misafirlerini en iyi şekilde ağırlamaya çalışır. Müzik ya da sohbetle geçen bu toplantıların baş yemeği çiğ köftedir. Urfa mutfağında çiğ köfte başköşededir. Bu tür gecelerde çiğ köftesiz bir toplantı düşünülemez.
Urfanın imgesi çiğ köfte sözlü kültürün halk şiiri formunda da yer alır:
Çiğ köfte simit ister et ister yumruk ister
Nazlıdır hem gelmez daima buyruk ister
Sıkım sıkım yemeli tok karna dokuz topak
Ayran yoksa yanında domates koruk ister.
|
Çiğ Köftenin Doğuşu |
|
Göksen
Şef Aşçıbaşı
Kayıt: 23.01.2015
Mesajlar: 6647 Şehir: Adana |
Kısa URL: https://ml.md/lc105947
Gönderme Tarihi: 16.Mar.2015
1,973 defa indirildi / yazdırıldı
|
Et ile bulgurun karıştırılmasının tarihi çok eskidir. Hz. ibrahim devrinin kralı Nemrutun putlarını kırarak, insanları Allahın varlığına inanmaya davet edince Nemrut öfkelenir ve Hz. ibrahimin ateşe atılmasını emreder. Böylece büyük bir ateş yakmak üzere yöredeki bütün odunlar toplanır. Nemrut evlerde ateş yakmayı yasaklar. Halk, ateş yakmadan nasıl yemek yapılacağını düşünür durur. işte bu günlerde bir avcı, avladığı ceylanı eve getirerek karısından yemek yapmasını ister. Hanım evde odun bulunmadığını söyler. Çevrede toplanacak tek bir dal odun kalmamıştır. Ancak kadın ailesinin ve çocuklarının aç kalmaması için bir yol bulmak zorundadır. Kadın, ceylanın budundan yağsız et çıkartarak bu eti taş yardımıyla döver. Sonra ezilmiş eti bulgur, biber ve tuzla karıştırarak yoğurur. Bahçesinden topladığı yeşil soğan ve maydanozla karıştırarak sofraya getirir. Böylece et ile bulgurun birbirinin içinde erimesinden doğan o farklı lezzet ortaya çıkar.
|
|
Çiğ Köfte Efsanesi Tarifleri Diğer Konular
|
|