Mine Bakkaloğlu
Safranbolu’da dini bayramlar halkın yaşamında bambaşka bir yer tutardı.
Ramazan ve Kurban Bayramından bir gün önce ‘ziyrat’ (ziyaret) denilen mezarlık ziyaretleri yapılır. Topluca namaz kıldıktan sonra mezarlığa gidilir, herkes yanında yaptığı helvayı getirir, mezarlıkta okunan Kurandan sonra helvalar bir yerde karıştırılarak kişi ya da hane sayısına göre yufkaların içine konularak dağıtılır.
Ramazan ayında herkes oruç tutar, akşamları teravih namazları hep birlikte kılınırdı. İftar yemekleri hısım akraba komşularla hep birlikte yenirdi. Bayram sabahı herkes erkenden kalkar, erkekler bayram namazını camide kılardı. Namazdan sonra cemaat birlikte bayramlaşırdı. Bu gelenek günümüzde hala devam etmektedir. İlk önce ev içinde bayramlaşılır, daha sonra akrabalar arasındaki en yaşlı ve hatırı sayılır kişinin evinde toplanılırdı. Öğle vakti hep birlikte büyük yer sofralarında öğle yemeği yenirdi. Bayram yeri denen kışın eski Çarşıdaki pazaryerine, yazın Bağlar’daki ciğer tarlası denilen yere ve Aslanlardaki futbol sahasına dönme dolaplar, salıncaklar kurulur, gençler buralarda eğlenirdi. Bayramın ilk günü bu şekilde sona ererdi.
Bayramda gelen misafirlere baklava, börek, şeker ikram edilir. Kurban Bayramı’nda ise genellikle kurban ilk gün kesilir, köyler ya da mahalleler arasında bayram boyunca sırayla yemekler hazırlanır hep birlikte yenir.
Köylerde bayram sabahı sütlü çorba pişirilir. Evde bu sütlü çorbadan başka yemek yenmez. Çünkü bir yandan bayram namazı kılınırken bir yandan bayram yerinde ‘kolanga’ sofraları hazırlanır. Bütün evlerde pişen yemeklerden birer sahan bayram yerine getirilir ve hep birlikte yenir. Bayramda köylerde her mahalle sırayla birbirini davet eder, büyük kolanga sofraları hazırlanır.
|