Yıllar önce bir yerde okumuştum: İnsanların duyduğu en güzel kelime kendi isimleri diye. Nedendir bilmem bu cümleden çok etkilenmiş olmalıyım ki her tanıdığım yeni kişinin ismini sorar, unutmamak için içimden tekrarlarım ve uzun zaman sonra tekrar karşılaşsak bile isimlerini söyleyerek onlara şaşkın bir mutluluk yaşatırım. Hatta seneler evvel sohbet arasında zikrettikleri kardeş, anne, yeğen isimlerini bile hatırladığım için bir kat daha sevinmelerine sebep olurum. Konuşma sırasında karşımda ki kişinin adının arkasına yaş ve konumuna göre ekleme yaparak hitap etmeye çalışırım. Benden küçüklerle konuşurken de isimlerine mutlaka cığım, ciğim gibi sevgi bağlaçları ilave ederim. Bu konu benim için önemlidir. Çünkü bir kişiye hitap ediş şekliniz O'na ne ölçüde değer biçtiğinizle ilgilidir.
Elbette herkesin isim hafızası berrak olmayabilir, yıllar önce tanıştığı insanın adını hatırlayamayabilir. Bu durumu anlayışla karşılayabilirim. Asıl beni kızdıran muhatabın adını bildiği halde, hitap etmememk için kırk dereden su getirenler. Dakikalarca sohbet edersiniz ve bir kere dahi adınızı söyleyemez. Öylesine zorlanır, adeta inat eder ama bir türlü söylemez. Hocam, hacı, kanka, ortak, hafız, başkan, reis, kaptan, şef, canım, müdür, usta, üstat der, der de der ama karşısında kinin adı bir türlü dudaklarından dökülmez. Bir de hiç hitap etmeden görüşmeyi tatamladığı için kendini başarılı sayar...
Ya Hu sanki söylesen ne kaybedeceksin. Onurun mu zedelenecek? İtibarın mı azalacak? Mevkinden mi düşecek? Günaha mı gireceksin? Bir hitap et ne olacak ki? Bu konuya çok kafa yorduğum için bu tarz kişileri dikkatle incelemişliğim vardır. Bana göre hitap etmekten yoksun insanlarda büyüklük kompleksi vardır. Hani son zamanlarda "özgüveni tavan yapmış" falan deniyor ya işte tam da böyle. Çünkü kendini karşısında bulunan kişiden büyük görüyor ve adını söylerse O'nun seviyesine ineceğini düşünür. Yok olmaz, söyleyemez, küçümsediği bireye boyun eğmiş gibi olur, kibri gevşer.
Bu satırları okurken belki de hiç üzerinde durmadığınız bir konuyla karşılaştınız ve benim gereksiz bir çaba içinde olduğumu düşündünüz. Size göre öyle olabilir. Ben her zaman nezaketten yanayım. Karşınızdakine hitap etmemek kabalıkltır. Her kaba davranış da saygı penceresini kirletir.
|